BLOG

Anasayfa / Blog

YEM KAYNAKLI GIDA GÜVENLİĞİ TEHLİKELERİ

Hayvan yemlerine bitkisel ve hayvansal kaynaklı biyolojik ve kimyasal bileşenlerin ilavesi, bu hayvanlardan elde edilen gıda ürünlerinin kalitesini ve güvenliğini etkileyebilmekte ve insan sağlığına yönelik potansiyel riskler oluşturabilmektedir.

Hayvan yemiyle ilişkili kimyasal gıda güvenliği tehlikeleri arasında organik kirleticiler, pestisitler ve ağır metaller gibi potansiyel toksik elementler yer almaktadır.  Bu maddeler hayvan dokuları ve özellikle yağlı balıklar gibi lipid açısından zengin ortamlarda biyolojik olarak birikmektedir. Dioksinler yemlere endüstriyel alanlara yakın bölgelerdeki toprak ve bitki materyallerinden bulaşabilmektedir. Pestisitlerin baskın toksik etkileri sinir sistemi ve karaciğer üzerine görülmekte,  ayrıca hormonal dokuları, üremeyi, fetal gelişimi ve bağışıklık sistemini etkilemektedir. Bu maddelere çevredeki kalıcılıkları nedeniyle sıklıkla yemlerde rastlanmakta ve hayvansal ve bitkisel kökenli katı ve sıvı yağlarda en yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Pestisitler genellikle yağda çözünür maddeler olup hayvanlarda yağ dokularına, karaciğere, yumurtalara ve süte aktarılmakta ve hayvansal dokularda birikmektedir. Mikotoksinler, yem ve gıda bitkilerinde bulunan küfler tarafından üretilen toksik ikincil metabolitlerdir. Küfler yaygın bulunmakta ve mikotoksin oluşumu tarımsal üretim süreçlerinde görülebilmektedir. Mikotoksin oluşumu ve bulaşması hasat öncesi ve sonrasında çevresel koşullar, sıcaklık ve nem içeriğine bağlı olarak meydana gelebilmektedir. Mikotoksinler hayvan sağlığını ve üretkenliğini etkilemektedir. Besi hayvanlarında verimliliğinin azalmasının yanında gıda güvenliği riski oluşturarak insan sağlığına zarar verebilmektedir. Yemden gıda ürünlerine önemli oranda aktarıldığı bilinen mikotoksinler aflatoksin ve okratoksindir ve diğer mikotoksinler ise daha düşük seviyelerde aktarılmaktadır. Yemlerle alınan toplam aflatoksinlerin bir kısmı hayvanlarda metabolize edilerek süte geçmekte ve aflatoksin M1 olarak tanımlanmaktadır. Aflatoksin ayrıca peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerinde de bulunmaktadır. Aflatoksin ayrıca balık, et, karaciğer gibi sakatatlarda (B1 olarak) ve yumurtada bulunabilmektedir. Okratoksin A, zearalenon, deoksinivalenon, deepoksi-deoksinivalenol, fumonisinler, patulinler, T-2- ve HT-2-toksin, ergot alkiloidleri ve sitrinin gibi diğer mikotoksinlerin yemden hayvansal ürünlere tüketilen mikotoksinin yüzde 1’inden azı miktarında geçtiği tespit edilmiştir. Yem ve gıdalardaki veteriner ilaç kalıntıları sorunu uzun süredir bilinmektedir. Halk, hayvan ve çevre sağlığı açısından bu kalıntılara doğrudan maruz kalma sonucu antimikrobiyal direnç gelişimi görülmektedir. Antibiyotik tedavisi gören hayvanların gübresinin bitki yetiştiriciliğinde kullanılması, ilaç kalıntılarının yem bitkilerine bulaşmasına sebep olabilmektedir. Arsenik ve civa çevrede yaygın olarak bulunan ağır metallerdendir ve pek çok yemde, özellikle de su ürünü kaynaklı yemlerde bulunabilmektedir Kadmiyum ve kurşun da yemlerde yaygın bulunabilen bir kirleticidir.

Biyolojik tehlikelerden Salmonella dünya çapında insan sağlığını tehdit eden önemli bir bakteriyel patojendir. İnsanlara hayvansal kaynaklı gıdalar aracılığıyla bulaşabilmektedir. Salmonella ile bulaşık hayvan yemi de hastalıkların geçişinde önemli bir kaynak durumundadır. Brucella enfeksiyonunun görüldüğü bazı ülkelerde enfekte geviş getiren hayvanların tarlada doğum ya da düşük yaptığı alanların otlama ya da hayvan yemi hasadı amacıyla kullanılması sonucu enfeksiyon hayvanlara ve hayvansal kaynaklı gıdalar aracılığıyla insanlara bulaşabilmektedir. Echinococcus, Toxoplasma gondii, Trişinella ve Cisticercus gibi bazı hayvanlarda bulunan iç parazitler hayvan yemlerini kontamine edebilmekte ve hayvansal kaynaklı gıdalar aracılığı ile insan sağlığı için risk oluşturmaktadır. “Deli Dana” ya da Bovine Spongiform Encephalopathie (BSE) ergin sığırların merkezi sinir sistemini etkileyen, yavaş seyirli ve öldürücü bir hastalığıdır. Bulgular, BSE etkeninin prion olduğunu ortaya koymaktadır. Prion, ’nükleik asitleri modifiye eden uygulamalarda inaktive olmayan protein yapısında, küçük enfektif partiküller” olarak tanımlanmaktadır. Hastalık, uzun inkubasyon periyodu (sığırlarda genellikle 3-6 yıl, insanlarda yaklaşık 10 yıl), beynin süngerimsi hâli, bilinen tedavisinin olmayışı ve belirti görüldükten 1-2 ay içinde ölüme yol açmasıyla karakterizedir. Sığırlar için BSE enfeksiyonu kaynağının, süt sığırı yemlerine katılan kontamine et ve kemik unu olduğu bildirilmektedir. Enfeksiyon, sığır ve diğer otçul hayvanların yemlerine et veya et-kemik unu katılması yasaklanarak önlenebilmiştir.

DİĞER HABERLER

YEM KAYNAKLI GIDA GÜVENLİĞİ TEHLİKELERİ

Hayvan yemlerine bitkisel ve hayvansal kaynaklı biyolojik ve kimyasal bileşenlerin ilavesi, bu hayvanlardan elde edilen ...


2024-04-02

PROBİYOTİK VE POSTBİYOTİKLER

Probiyotikler; “Yeterli miktarlarda uygulandığında konağa sağlık açısından fayda sağlayan canlı mikroorganizmalardır”. F...


2024-04-02